Gökmen Karadağ - Resim
İletişim ve medya üzerine çalışıyor, yazıyor, eğitim danışmanlık ve koçluk hizmeti veriyor. Farklı alanlardaki eğitim ve tecrübelerinden geliştirdiği sentez, sunduğu hizmetlerin ayırt edici yanını oluşturuyor. Mühendislik kökenli bir iletişimci ve eğitimci olmanın farkıyla yabancı kaynakları da titizlikle tarayarak eğitimlerini zengin bir içerik ve vaka analizleriyle donatıyor.
Kariyerine mühendis olarak başladı. Türkiye’de Avrupa Birliği ve Dünya Bankası tarafından desteklenen bazı projelerin mali ve mühendislik denetimini yaptı. Türkiye’nin ana endüstriyel kuruluşlarının Ar-Ge uygulamalarını ve potansiyellerini araştırdı. Tekstil ve Konfeksiyon sektöründe MIS projelerinde çalıştı.
Mühendislik kariyerine paralel olarak ilgilendiği alanlar onu iletişim sektörüne çekti. HBB, Star, Kanal 6, Kanal D, brt ve tv8’de muhabirlikten, program sunuculuğuna kadar her aşamada çalıştı. En çok bilinen işi tv8’de yaptığı Haberaktif ve 8.Gün programları oldu. tv8’de Danışma ve İcra Kurulu Üyesi olarak da görev yaptı.
2000 yılından beri bireysel gelişim eğitmenliği yapıyor. Konuşma Mekaniği, Beden Dili, Etkili Konuşma Teknikleri, Etkili Yazma Teknikleri, İş Sunumlarında Profesyonelleşme, Medya Eğitimi, Liderlik İletişimi, Sağlık İletişimi başlıklarında eğitimler ve seminerler veriyor, bireysel koçluk yapıyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi, İletişim Fakültesi
İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi
Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi
Galatasaray Üniversitesi, İletişim Fakültesi
İletişim Doktorası
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İletişim Master’ı
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Mühendislik Lisansı
Boğaziçi Üniversitesi
Gökmen H. Karadağ’ın sunduğu hizmetler eğitimler, seminerler ve koçluk olarak sınıflandırılıyor. Eğitimler ardışık ya da aralıklı iki günde veriliyor (Bir günlük Medya Eğitimi hariç). Eğitimlerde sınıf planlaması 8 ila 12 kişilik gruplar halinde yapılıyor. Her eğitim başlığıyla ilgili Gökmen H. Karadağ’ın yılların araştırması ve tecrübesiyle oluşturduğu eğitim kitapçıkları katılımcılara temin ediliyor. Bu kitapçıklar basit bir eğitim kılavuzunun çok daha ötesine geçer nitelikle hazırlanıyor. Eğitim sonunda katılımcılara sertifika veriliyor. Gökmen H. Karadağ eğitim tamamlandıktan bir süre sonra katılımcılara ayrıca online destek hizmeti sunuyor. Online destek, eğitim hedeflerinin hayata geçmesine, farkındalığın canlı tutulmasına ve bilgilerin güncellenmesine büyük katkı sağlıyor.
Gökmen H. Karadağ’ın sunduğu hizmetler eğitimler, seminerler ve koçluk olarak sınıflandırılıyor. Seminerler, eğitimlerden çok daha farklı bir anlayış ve hedefle tasarlanıyor. Eğitimlere göre çok daha büyük gruplarla gerçekleştirilen seminerlerin süresi, talep eden kurumun etkinlik planlamasına göre 1 ila 2 saat sürüyor. Seminerler vaka analizleri ve katılımcıların katıldığı oyunlarla, dikkat çekici ama aynı zamanda eğlenceli ve etkileşimli bir formatta veriliyor. Talep edilmesi halinde seminerlerle ilgili ‘hand out’ materyal ve sertifika da temin ediliyor.
İyi stratejilere, iyi ürünlere, iyi çözümlere sahipsiniz ancak başarınız etkileme ve ikna becerilerinize bağlı: Fikirlerinizi doğru konumlandırmak; mesajınızı doğru tonda sunmak; güven, kabul ve takdir inşa eden bir duruş sergilemek; ihtilaf ve çatışmalara profesyonelce yaklaşmak; üst düzey bir toplantıdan şirketin koridorlarına kadar her yerde lider gibi iletişim kurmak...
Özel Konuşma Koçluğu ya da Özel İletişim Koçluğu Grup çalışmalarında elde edebileceklerinizden fazlasını sağlar.
Sizi bir kalıba sıkıştırmadan,
Kişisel tarzınızı oluşturan,
Doğal yeteneklerinizi doruğa çıkaran,
Size, özel bir kişi olarak ulaşan koçluk hizmeti.
Topluluğa konuşma yeteneğini geliştrimek isteyenler
İletişim sorunlarına özel çözümler arayanlar
Özel bir konuşmaya, toplantıya, sunuma hazırlananlar
Bir "keynote speech" ya da ilham/motivasyon konuşmasını hazırlayanlar
Kişiler arası iletişim konusunda özel destek isteyenler
Liderlik duruşunu oluşturmak ve yansıtmak isteyenler
Medya görünürlüğüne hazırlananlar
Hızlı ve kalıcı sonuç peşinde olanlar.
Keşif aşamasıyla başlar:
Sizi anlamak ve önceliklerinizi belirlemek. Doğal tarzınız, güçlü yanlarınız, zayıf yanlarınız, konuşma endişeleriniz, sesiniz, enerjiniz, zihinsel kıvraklığınız, iletişim sorunlarınız, iletişim engelleriniz, liderlik duruşunuz, geçmiş deneyimleriniz...
Anlayış, yakınlık ve güven oluşturduktan sonra bire bir çalışma devam eder.
Sorunlar, çözümler, egzersizler, denenmiş teknikler, beceri inşası, provalar, kayıtlar, kritikler...
İhtiyaç ve hedeflerinize göre temel düzey, ileri düzey ya da sürekli destek hizmeti...
TV haberciliği / programcılığı kariyerim ve akademik kariyerimle ilgili bugüne kadar çeşitli platformlarda paylaşımlarım oldu ama kişisel gelişim alanındaki ilk erişime açık paylaşımım bu. O yüzden merhaba diyerek başladım.
Merhaba,
TV haberciliği / programcılığı kariyerim ve akademik kariyerimle ilgili bugüne kadar çeşitli platformlarda paylaşımlarım oldu ama kişisel gelişim alanındaki ilk erişime açık paylaşımım bu. O yüzden merhaba diyerek başladım.
2000 yılından beri Beden Dili, Diksiyon, Etkili Konuşma Teknikleri, İş Sunumlarında Profesyonelleşme, Etkili Yazma Teknikleri, Medyayla Nasıl Konuşmalı, Muhteşem Konuşmaların Liderlik Sırları başlıklarında özel sektöre yönelik eğitimler ve seminerler (Keynote Speech) veriyorum; motivasyon / ilham konuşmaları ve Liderlik İletişimi konularında özel danışmanlık ve koçluk hizmeti sunuyorum. Bu konulardaki deneyimimi, birikimimi, gözlemlerimi ve düşüncelerimi, bu gibi ortamlarda daha yaygın bir şekilde paylaşmanın vakti çoktan gelmiş olmalı.
Bu yazıda, iş sunumlarında gözlemlediğim en yaygın yanlışları listeliyorum. “Acaba bende de var mı?” ya da “Bende hangileri var?” diye merak eden ilgililer için...
Yaygın Sunum Yanlışları
• Düşünceleri açık, net ve mantıklı bir şekilde organize edememek
• Kavramları ve sorunları kesin ve açık bir şekilde tanımlamamak
• Anlattıklarından kendisi heyecan duymazken dinleyiciden heyecan ve ilgi beklemek
• Niyet edilen mesajla gerçekleşen mesajın örtüştüğünü sanmak
• Ağızdan çıkan her sözcüğün dinleyiciye ulaştığını sanmak
• Dinleyiciye ulaşan her sözcüğün anlaşıldığını sanmak
• Mesajları dinleyici topluluğuna uyarlayamamak
• Dinleyicilerin deneyimlerine, ilgilerine ve değerlerine hitap edememek
• Sunuma belirgin ve kesin bir amaç saptamadan hazırlanmak
• Neler anlatacağım sorusundan önce neden anlatacağım sorusunu sormamak
• Dinleyici analizini yapmamak veya yapamamak
• Sunumun tezini ve ana önermelerini ortaya çıkarmadan yazmaya girişmek
• Konuşma yazmak yerine yazı yazmak
• Sunumun sadece gövdesine hazırlanmak
• Giriş ve sonuç bölümlerinin çok önemli işlevlerini yerine getirmemek
• Slaytları şovun kahramanı sanmak
• Slaytlara, her yere konut yapma iştahındaki bir müteahhit gözüyle bakmak
• Slaytları manşet ifadeler yerine tam cümlelerle, paragraflarla doldurmak
• Slaytlarda renkleri yanlış kullanmak
• Slaytlarda “Serif” fontlar seçmek
• Slaytların perdede, monitörde göründüğü kadar güzel görüneceğini sanmak
• Bir slayttan diğerine fotoğraf albümü gösterir gibi geçmek
• Sunumun yolculuğuna, hikayesine, akışına dinleyiciyi ortak etmemek
• Bütün mesaiyi içeriğin hazırlanmasına ayırıp provayı ihmal etmek
• Sunum kartlarını adeta konuşma metni gibi kullanmak
• Kart yerine kağıt kullanarak ellerdeki titremeyi dinleyicinin gözüne sokmak
• Soru yanıt faslını yanlış bir zamanlamayla açmak ve kontrolü kaybetmek
• Saldırganlık sezdiği sorulara savunmacı bir refleksle yanıt vermek
• Dinleyiciyle sağlıklı bir göz teması kuramamak
• Sahneyi kullanmamak, konuşmayı bir noktaya çakılı yapmak
• Beden dilinin gücünden faydalanmamak
• Bir elde konuşma kartları diğer elde slayt atlatıcıyla beden dilini sıfırlamak
Liste biraz kabarık gelmiş olabilir ama inanın aslında daha da uzun. Devam eden yazılarımda bu listedeki başlıklarla ilgili neler yapılması gerektiğine de gireceğim.
Hoşça kalın…
Gökmen H. Karadağ
Kişiler arası iletişimde etkili konuşma birçok kilidin anahtarıdır. İnsanları ikna etmeye, teşvik etmeye, motive etmeye, bilgilendirmeye çalışırken; onlara talimat verirken, yetkinliğinizi gösterirken; sevginizi ifade ederken, güven verirken; liderlik ederken, bir krizi yönetirken, zor sorularla başa çıkmaya çalışırken; polemiğe girerken, müzakere ederken, etkili ve doğru bir konuşma tekniği hayatidir. Burada sadece diksiyon ve güzel konuşma gibi kavramlardan söz etmiyorum. Ucu retoriğe kadar uzanan geniş bir yelpazeden söz ediyorum. Peki en çok nerede yanlış yapıyoruz? Bu oyunu neden kazanamıyoruz?
Nerede yanlış yapıyoruz?
• Güzel ve etkili konuşmayı sadece bahşedilmiş bir yetenek olarak görmek
• Çalışıldıkça kişinin kendini geliştirdiği bir disiplin olduğuna inanmamak
• Eleştirel dinlemenin konuşma yeteneğini geliştirdiğinin farkında olmamak
• Ses geliştirme çalışmalarını uygulamamak
• Göğüs nefesini terk edip diyafram nefesine geçmemek
• Ses telini zorlayarak kısıklık, polip, nodül gibi sorunlara zemin hazırlamak
• Ses rahatsızlıklarını önemsememek
• Uzun konuşmalarda sık sık su içmeyi ihmal etmek
• Canlı ve enerjik konuşmayı, bağırmak olarak algılamak
• Tekleyen, iyi çalışmayan bir konuşma aygıtıyla yol almaya çalışmak
• Dil tembelliği ve dudak tembelliğini aşmak için çalışma yapmamak
• Sözcükleri yanlış boğumlamak
• Harfleri ve heceleri yutmak
• Fonetik yanlışlar yapmak: ‘adam” ile ‘harf’teki a’ların, ‘sel’ ile ‘renk’teki e’lerin farkı gibi
• Türkçenin de yazıldığı gibi okunmadığı bazı durumlar olduğunu bilmemek: Kağıt (kaat), teğmen (teymen), yapamayacağız (yapamıyıcaaz) gibi
• Anlam ayırt edici vurguyu uygulamamak: Bodrum ile bodrum, YAPma ile yapMA örneğinde olduğu gibi
• Kısa/uzun hece ayrımına dikkat etmemek: ‘İhraacaatı’ diye söylemek gerekirken ‘ihracatı’ diye söylemek / ‘İktisaadın’ diye söylemek gerekirken ‘İktisadın’ diye söylemek / ‘Yararı’ diye söylemek gerekirken ‘Yaraarı’ diye söylemek / ‘Hayır’ diye söylemek gerekirken ‘haayır’ diye söylemek
• Renkli ve kolay anlaşılır konuşmayarak dinlemeyi zulme dönüştürmek
• Kolay anlaşılır konuşmanın vurgu ve tonlamadan geçtiğini bilmemek
• Konuşmanın etkisinin bazen tek bir sözcük, bazen de tek bir heceyi güçlü vurgulamaktan geçtiğini bilmemek
• Dinleyicinin aklında tutması gereken asıl bilginin ancak vurguyla iletildiğinin farkında olmamak
• Vurgusuz konuşarak dinleyicinin, en önemli bilgiyi ıskalamasına yol açmak
• Sesin unsurlarında hiçbir değişiklik yapmamak yani monoton konuşmak
• Artık hiçbir şeye şaşırmayan “cool” bireyler olarak monoton konuşmak
• Akşam "Günün nasıl geçti?" sorusunu "İyi geçti." diye geçiştirip dizilere ya da internete gömülerek, anlatım, tasvir ve diyaloğu iyice unutmak
• Ebeveyn olarak masal anlatma görevini bile hazır kayıtlara devrederek, bir tonlama alıştırması şansını daha tarihe gömmek
• Doğaçlama konuşmalarda kasılmak
• Konuşma hızına değil düşünme hızına kapılmak
• Doğaçlama konuşmalarda cümleden cümle doğurtmayı ihmal etmek
• Doğaçlama konuşmalarda konuşma mimarisini akılda tutmamak
• Doğaçlama konuşmalarda gövdeden yan dallara sapıldığında fazla uzatarak kaybolmak ve dinleyiciyi sıkmak
• Doğaçlama konuşmalarda karmaşık bir giriş cümlesi arayarak hindi gibi düşünmek
• Doğaçlama konuşmalarda basit ve açılmaya müsait bir giriş cümlesi seçmeyerek devamını getirmekte zorlanmak
• Olaysal/olgusal konuşma dengesini tutturamamak
• Konuşma cümleleri yerine yazı cümleleriyle konuşmaya çalışmak
• Bitmeyen cümleler, bitmeyen paragraflar peşinde koşmak
• Ağdalı ifadelerin işe yarayacağını sanmak
• ‘Bir cümlede bir fikir’ kuralını benimsememek
• Düşünme boşluklarını hep "aaa"lar, “ıııı”lar, "eee"lerle doldurmak
• Es’leri konuşmanın gerekli ve doğal anları olarak görmeyip ayıp zannetmek
• Aklımıza bir sözcük gelmezken bile mutlaka ağzımızdan bir ses çıkması gerektiğini sanmak
• Liderlerin motivasyon kozu olan üçleme ve tekrarların gücünü ihmal etmek
• Etkili bir göz teması kurmadan konuşmak
• Yaygın Türkçe yanlışlarından kurtulmamak
• ‘Ne- ne-‘ kalıplı cümlelerde yüklemi olumsuz kullanmak
• ‘Ne- ne-‘ kalıplı cümlelerde özne ile yüklemin arasında uzun ifadeler koyarak anlaşılmayı güçleştirmek
• Yumuşama kuralına uymayan sözcükleri unutmak (evrak, hukuk, ahlak, stok, tasdik, teşvik gibi)
• Düşmeye uğrayan sözcükleri unutmak (Akit akdi, devir devri, haciz haczi, mühür mührü, fesih feshi gibi)
• Zor sözcüklerde çakılmak! (Egzoz, kurdele, dinozor, entelektüel, aperitif, restoran, doküman, antrparantez, inisiyatif, pardösü, akıbet gibi)
• Zaten çoğul olan sözcüklere –ler –lar eki getirmek (Evraklar, eşyalar, ebatlar gibi)
• Sadece ‘artık’ ya da sadece ‘bundan böyle’ denmesi gerektiği halde ‘artık bundan böyle’ demek
• Sadece ‘bu nedenle’ ya da sadece ‘bundan dolayı’ demek yerine ‘bu nedenden dolayı’ demek
• ‘Bilmezlikten gelmek’ yerine ‘bilmemezlikten gelmek’ demek
• ‘Bilim insanları’ ya da ‘iş insanları’ yerine ‘bilim adamları’ ya da ‘iş adamları’ diyerek dile yerleşmiş cinsiyet ayrımına katkıda bulunmak
• “Çok değerli 3 TANE konuğum var” diyerek değerli konuklarına aslında patates muamelesi yapmak
• Tevazu gibi bir sözcük varken mütevazılık demek
• Nüans zaten ince fark demekken “İnce bir nüans farkı” demek
Bir önceki yazım olan 'Sunumlarda Yapılan En Yaygın Yanlışlar'da olduğu gibi burada da listeyi uzatmak mümkün. Ama şimdilik bu kadarı yeterli. Sonraki yazılarımda bu konuları daha ayrıntılı ele alacağım.
Hoşça kalın...
Gökmen H. Karadağ